The twins are indistinguishable from each other.
- İkizler birbirinden ayırt edilemez.
The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
- İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
It is impossible to distinguish one from the other.
- Birbirinden ayırt etmek mümkün değildir.
Let's try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışalım.
It is our duty to help one another.
- Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
- Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
Japan and China differ from each other in many ways.
- Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
Everything is interconnected.
- Her şey birbirine bağlıdır.