bir yerden

listen to the pronunciation of bir yerden
التركية - الإنجليزية
from somewhere
originating from somewhere, coming from some unknown place
bir yerden kaçmak
busted out
bir yerden hatırlıyor musun
Does it ring a bell
bir yer
anywhere

Is there a telephone anywhere? - Herhangi bir yerde bir telefon var mı?

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.

kaymak (bir yerden vb)
glide
bir yer
somewhere

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth. - Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

He lives somewhere about here. - O, burada bir yerde yaşıyor.

ancak geçmek (dar bir yerden)
skin through
bir yer
nowhere

Tom has nowhere to go. - Tom'un gidecek bir yeri yok.

We're getting nowhere with these problems. - Bu sorunlarla bir yere varamıyoruz.

dar bir yerden açıklığa çıkmak
debouch
bir yerden
المفضلات