Is there a telephone anywhere?
- Herhangi bir yerde bir telefon var mı?
Tom says he thinks he could live anywhere.
- Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
He lives somewhere about here.
- O, burada bir yerde yaşıyor.
I saw her somewhere two years ago.
- Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
Tom said he had nowhere to go.
- Tom gidecek bir yeri olmadığını söyledi.
We're getting nowhere with these problems.
- Bu sorunlarla bir yere varamıyoruz.