bir kaç

listen to the pronunciation of bir kaç
التركية - الإنجليزية
a few

We were in Boston last month for a few days visiting Tom. - Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.

We almost got caught a few times. - Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.

a number of
a small number of
birkaç
several

It took me several hours to write it. - Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

The value of the painting was estimated at several million dollars. - Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.

birkaç
some

He got a broken jaw and lost some teeth. - Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

My mother made some new clothes. - Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.

birkaç
{s} a few

You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago. - Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

birkaç
few

Only a few people showed up on time. - Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago. - Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

birkaç
couple

I've seen a couple of Kurosawa's films. - Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.

Tom has a couple of friends in Boston. - Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.

birkaç
number of

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

Tom and Mary have gone swimming together a number of times. - Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.

birkaç
deux
birkaç
multiple

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court. - Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

There were multiple disclaimers at the start of the video. - Videonun başında birkaç feragatname vardı.

birkaç
one or two
birkaç
a number of

A number of friends saw him off. - Birkaç arkadaş onu uğurladılar.

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

birkaç
the few

Tom was among the few who stayed and helped. - Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.

Tom was among the few who survived. - Tom hayatta kalan birkaç kişi arasındaydı.

birkaç
few of
birkaç
several of
bir sonraki yarışta kaç tane bahis yatırılabilir
How many bets can one make on the next race
birkaç
a few, some, several
birkaç
leveret
birkaç
{s} sundry
birkaç
any

I want some potatoes. Do you have any? - Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?

You must not eat anything for a few days. - Birkaç gün bir şey yememelisin.

التركية - التركية

تعريف bir kaç في التركية التركية القاموس.

Birkaç
üç dört
birkaç
Çok olmayan, az sayıda, az: "Sade birkaç, nöbetçi görünüyordu."- Y. K. Beyatlı
birkaç
Çok olmayan, az sayıda, az
bir kaç
المفضلات