Tom is only a few inches taller than Mary.
- Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.
We were in Boston last month for a few days visiting Tom.
- Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
The value of the painting was estimated at several million dollars.
- Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
He got a broken jaw and lost some teeth.
- Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
I visited Romania a few years ago.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
Only a few people showed up on time.
- Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
- Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
A number of students are absent today.
- Bugün birkaç öğrenci eksik.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
- Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
A number of friends saw him off.
- Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
Tom was among the few who stayed and helped.
- Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.
Tom was among the few who survived.
- Tom hayatta kalan birkaç kişi arasındaydı.
You must not eat anything for a few days.
- Birkaç gün bir şey yememelisin.
If you have any interesting books, lend me some.
- İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.