bilgin

listen to the pronunciation of bilgin
التركية - الإنجليزية
scientist
scholar

He is a great statesman, and what is more a great scholar. - O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.

That scholar made a great scientific discovery. - O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.

erudite
(isim) Scholar; scientist
longhair
learned man
learned
pundit
bookman
scholar, scientist
savant
bilginler
scholars
التركية - التركية
Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan (kimse), âlim: "Civarın bilgin hocaları salonda bulunuyordu."- T. Buğra
Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan (kimse), âlim
bilimci
Bilginler
ulema
Bilginler
arifan
bilgin
المفضلات