A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Do you know how to play mahjong?
- Mahjong oynamayı biliyor musun?
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
She got married without her parents knowing it.
- O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
- Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
Ken can play the violin, not to mention the guitar.
- Ken keman çalabilir, gitardan bahsetmeye bile gerek yok.
The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
Football is the most known sport in the world.
- Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.
- Mor blev i bilen mens far handlede ind.
O, ona arabasını sattı.
- Hun solgte sin bil til ham.
Bu arabayı sana kim sattı?
- Hvem solgte denne bil til dig?