Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.
- Such considerations ultimately had no effect on their final decision.
Bu tartışma titiz ve tutarlı ama sonuçta inandırıcı.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.
Altına ihtiyacım yok. Ben sadece nihai gerçeği arıyorum.
- I don't need gold, I only seek the ultimate truth.
Hayatınızdaki nihai hedefiniz nedir?
- What is your ultimate goal in your life?
Sonuçta, okula gitmeye son verdi.
- Ultimately, he ended up going to school.
Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.