Yaklaşan insanların sesini duyabiliyorduk.
- We could hear the sound of people approaching.
Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
- I saw a figure approaching in the distance.
Eldeki işe bağlı kal.
- Stick to the task at hand.
Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok.
- I don't have any good reference book at hand.
Giriş sınavımız çok yakındı.
- Our entrance examination was near at hand.
Kararlaştırılmış gün çok yakın.
- The appointed day is close at hand.
Lütfen bu kitabı el altında tutun.
- Please keep this book at hand.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi.
- Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.