Baban her şeyi ihanet olarak kabul ediyor.
- Your father is taking the whole thing as a betrayal.
Bu, entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
- This is a story full of intrigue, love, betrayal and secrets.
Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
- One shouldn't betray one's friends.