Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- In my opinion, German is the best language in the world.
Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
- Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- I'll do my best on the test.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
Tom'un yapabileceğinin en iyisi bu mu?
- Is this the best Tom can do?
Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor.
- Tom does the best he can.
Bestecilerden hangisini en çok seviyorsun?
- Which of the composers do you like best?
En çok bu kitabı seviyorum.
- I like this book best.
En fazla üç saat satın aldık.
- We've bought three hours at best.
En iyi biçimde sonuçlanmasını umuyoruz.
- We're hoping for the best.
Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim.
- I translated the poem the best I could.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir?
- What's the best way to contact you?
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.
You did not win because I was sloppy. You bested me, Uncle. I've never seen you fight like that before.”.
I did my best.