Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum.
- I don't believe that ghosts exist.
Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz?
- Do you believe ghosts exist?
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Bazı Batılılar ruhlarının var olduğuna ve sonsuz yaşama sahip olduklarına artık inanmıyorlar.
- Some Westerners no longer believe that their soul exists and that they have eternal life.
Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.
- Heaven and hell exist only in the human heart.
Bu tür köpek sadece Japonya'da bulunur.
- This kind of dog exists only in Japan.
Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır.
- The letters q, w and x exist in English.
I wish all those an unhurried night who want a revision of the existing copyright laws, but actually all the others too.
- Ich wünsche eine geruhsame Nacht allen, die sich eine Überarbeitung der bestehenden Urheberrechtsgesetze wünschen, aber eigentlich auch allen anderen.
This organization cannot exist without you.
- Diese Organisation kann ohne dich nicht bestehen.