hukuki.
Sanırım bir şey için birine asla güvenmek zorunda kalmadığım için benim dostluk üzerine görüşüm oldukça kasvetli.
- I guess my view on friendship is pretty bleak because I've never really had to rely on anyone for anything.
Tom başkasına güvenmek istemedi.
- Tom didn't want to rely on anyone else.
Kararlaştırılmış gün çok yakın.
- The appointed day is close at hand.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
- You are ten minutes behind the appointed time.