let alone ...; never mind about ...: Diyarbakır'a gitmek bertaraf, Bakırköy'e kadar bile gittiği hiç olmadı. He's never even been up to Bakırköy, let alone Diyarbakır
aside, ... apart, setting aside (the matter of), if we leave out (the matter of): Şaka bertaraf, akıllı adamdır. Joking aside, he's an intelligent man. Bu gariplikler bertaraf, burası rahat bir işyeri. These weirdnesses apart, this is a pleasant place to work