Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.
- Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.
- This law will benefit the poor.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum.
- I think that this material is of benefit to everyone.
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Arabayı ve onun maliyetini paylaşırsak, her ikimiz de yararlanabiliriz.
- If we share the car and its cost we can both benefit.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
- The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
Maliyetler avantajlardan daha ağır basar.
- The costs outweigh the benefits.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.
Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
An event to raise money for a charitable organization.
Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
İngilizce öğrenmekten büyük yararlar sağlayacaksın.
- You will derive great benefits from learning English.
... political and economic integration with the international community that will benefit ...
... It’s an important general question, How does the rich world benefit from the prosperity ...