This voucher entitles you to a free drink on the house.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.