Yol bu noktada sağa doğru keskin virajlı.
- The road bends sharply to the right at this point.
Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.
- I can place the palms of my hands on the floor without bending my knees.
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
- I can't bend my right arm.
O metal bir kaşığı bükebileceğini kabul ediyor.
- He admits being able to bend a metal spoon.
Biz tiranın isteğine boyun eğmeyeceğiz.
- We will not bend to the will of a tyrant.
Sen ayak parmaklarına bacaklarını eğmeden dokunabilir misin?
- Can you touch your toes without bending your legs?
Onun müzik için doğal bir eğilimi var.
- He has a natural bent for music.
He offered his fealty on bended knee.
He bent to the goal of gaining market share.
He bent company's resources to gaining market share.
I am bending to my desire to eat junk food.
They bent me to their will.
He bent down to pick up the pieces.
Bend the sail to the yard.