Last year was a period of economic uncertainty.
- Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
All forecasts have a certain degree of uncertainty.
- Bütün tahminler belirli bir ölçüde belirsizlik içerirler.
Sometimes translations do create ambiguity.
- Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.
There will be no ambiguity.
- Hiçbir belirsizlik olmayacak.
The suspense is killing me.
- Belirsizlik beni öldürüyor.
The game was full of suspense.
- Oyun belirsizlikle doluydu.