Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
A form appeared in the darkness.
- Karanlıkta bir şekil belirdi.
Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.
- Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.