beknown

listen to the pronunciation of beknown
الإنجليزية - التركية

تعريف beknown في الإنجليزية التركية القاموس.

known
bilinen

Futbol, dünyada en çok bilinen spordur. - Football is the most known sport in the world.

Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır. - Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.

known
{s} tanınan

Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir. - A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.

Sami iyi tanınan bir avukat tuttu. - Sami hired a well known attorney.

known
sayılı
known
muayyen
known
tanınmak

O hem Japonya'da hem de Amerika Birleşik Devletlerinde iyi tanınmaktadır. - She is well known both in Japan and in the United States.

O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır. - She is well known both in Japan and in America.

known
ünlü

San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür. - San Francisco is known for its fog and its hills among other things.

known
{f} bil

Futbol, dünyada en çok bilinen spordur. - Football is the most known sport in the world.

Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir. - His name is known to everyone in this town.

not beknown
beknown değil
known
tanınmış

O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır. - As a singer, she's well known.

Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri. - It's one of the best known books in Brazilian literature.

known
{s} belli
known
f., bak. know. s. bilinen. i
الإنجليزية - الإنجليزية
known