being in a state of higher energy

listen to the pronunciation of being in a state of higher energy
الإنجليزية - التركية

تعريف being in a state of higher energy في الإنجليزية التركية القاموس.

excited
{s} heyecanlı

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı. - Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı. - The band are very excited about their upcoming tour.

excited
{s} telaşlı
excited
{f} heyecanlandır

Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı. - The sight of blood made her excited.

Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı. - His home run excited the crowd.

excited
{s} coşkulu

Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı. - There were a lot of excited fans in the stadium.

excited
(Tıp) Tahrik edilmiş, uyartılmış
excited
{s} hararetli
excited
{f} uyar
in a state
bir devlet
excited
{s} uyarılmış
excited
{f} heyecanlandır: adj.heyecanlı
excited
uyarık
excited
{s} heyecanlanmış

Sen çok heyecanlanmış olmalısın. - You must be very excited.

Tom bir şeyden heyecanlanmıştı. - Tom was excited about something.

excited
eksite
excited
{f} uyar: adj.uyarılmış
excited
(Fizik) ikaz edilmiş
excited
heyecanlandırılan
الإنجليزية - الإنجليزية
excited

The excited electrons give off light when they drop to a lower energy state.

in a state
agitated and anxious
being in a state of higher energy

    الواصلة

    be·ing in a state of higher en·er·gy

    التركية النطق

    biîng în ı steyt ıv hayır enırci

    النطق

    /ˈbēəɴɢ ən ə ˈstāt əv ˈhīər ˈenərʤē/ /ˈbiːɪŋ ɪn ə ˈsteɪt əv ˈhaɪɜr ˈɛnɜrʤiː/
المفضلات