being between the two extremes; middle; interposed; intervening; intermediate

listen to the pronunciation of being between the two extremes; middle; interposed; intervening; intermediate
الإنجليزية - التركية

تعريف being between the two extremes; middle; interposed; intervening; intermediate في الإنجليزية التركية القاموس.

mediate
{f} aracılık etmek
mediate
{f} vasıta olmak
mediate
yöneltmek
mediate
dolaylı ilgisi olan
mediate
tavassut etmek
mediate
aracı olmak
mediate
ortada olan
mediate
(Tıp) hücre aracılığıyla
mediate
şefaat
mediate
doğrudan doğruya olmayan
mediate
arabuluculuk et
mediate
arabuluculuk etmek
mediate
(Tıp) Mutavassıt
mediate
{s} araçlı
mediate
{s} ara

Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler. - Interpreters mediate between different cultures.

O iki parti arasında aracılık yaptı. - He mediated between the two parties.

mediate
{s} orta
mediate
{f} ara bulmak
mediate
{f} araya girmek
الإنجليزية - الإنجليزية
mediate
being between the two extremes; middle; interposed; intervening; intermediate

    الواصلة

    be·ing be·tween the two extremes; middle; interposed; intervening; in·ter·me·di·ate

    النطق

المفضلات