Aşkta, sadece başlangıçlar vardır.
- In love, there are only beginnings.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
O, bize başlamak için sinyal verdi.
- He gave us the signal to begin.
Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım.
- I think I have to begin working on my homework.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
İnsan, panik durumunda filogenetik köklerine döner.
- Man returns to his phylogenetic roots in panic situations.
Bitkiyi kökleriyle çekin.
- Pull the plant up by the roots.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
- It was then the beginning of spring.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
- At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
- The supplies are beginning to give out.
He is beginning to read a new book.
The house you want is down at the beginning of the street.
In the beginning God created Heaven and Earth.
- In the beginning God created the heavens and the earth.
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
... Well, from those humble beginnings of one device and one carrier and one country, how ...
... supposed the beginnings when i was thirteen ...