Ne zaman başlamak istersin?
- When would you like to begin?
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Başlamaya hazır mısın?
- Are you ready to begin?
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
O, başlangıçta bir şeyi ne kadar severse sevsin bir süre sonra ondan sıkılacaktır.
- He soon grows tired of a thing regardless of how much he liked it to begin with.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Esperanto öğrenmeye başladınız.
- You began to learn Esperanto.
Yağmur yağmaya başladığında biz başlamak üzereydik.
- We were about to start, when it began to rain.
Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
- His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.
- To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
- The French and Indian War had begun.
O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
- When we went to the hall, the concert had already begun.
Yardımseverlik evde başlar.
- Charity begins at home.
Sabah ibadeti saat on birde başlar.
- Morning worship begins at eleven o'clock.
O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
- It was then the beginning of spring.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
- At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
- The supplies are beginning to give out.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Modern felsefe 19. yüzyılda başlamıştır.
- Modern philosophy has its beginnings in the 19th century.
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created Heaven and Earth.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- In the beginning God created the heavens and the earth.
He is beginning to read a new book.
The house you want is down at the beginning of the street.
... our fourth year of this conference. And we thought we'd begin by just reminiscing for ...
... Afghan security forces, and begin to remove our troops. To the point that you make, though, ...