Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.
- Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.
The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
- Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
I have the knack for learning languages.
- Benim dilleri öğrenmek için becerim var.
Playing the piano requires manual dexterity.
- Piyano çalmak el becerisi gerektirir.
He had scientific attainments, but he didn't even know it.
- Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.
This course teaches basic skills in First Aid.
- Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.
He developed his English skill while he was in America.
- Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
He had scientific attainments, but he didn't even know it.
- Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.
Tom seems resourceful.
- Tom becerikli görünüyor.
Tom is quite resourceful, isn't he?
- Tom oldukça becerikli, değil mi?
I have absolutely no artistic skills.
- Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.