Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var.
- I need help carrying him.
Arabanın üç sıra koltuğu vardır ve sekiz yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
- The car has three rows of seats and is capable of carrying eight passengers.
Tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi.
- Tom entered the office carrying an armload of mail.
Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi.
- Tom came into the room carrying three bottles of wine.
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
- She is carrying a backpack on her back.
Tom kolunun altında keman taşıyor.
- Tom is carrying a violin under his arm.
Alev makinesi taşıyan bir asker gördüm.
- I saw a soldier carrying a flamethrower.
Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.
- A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea.