Durum şiddetle sonuçlandı.
- The situation resulted in violence.
Bütün olarak ben sonuçtan memnunum.
- On the whole I am satisfied with the result.
Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
- Many diseases result from poverty.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Bir adam kral olmak istediğine karar verir; çok geçmeden bu arzunun sonucu olarak binlerce insan ölür.
- A man decides he wants to be king; thousands of people die shortly thereafter as a result of this desire.
Sonuç tatmin edici olmaktan uzaktı.
- The result was far from being satisfactory.
Teşebbüsüm sonuç vermedi.
- My attempt gave no result.
Çabalarım hiç sonuç vermedi.
- My efforts produced no results.
... over a long period of time; a lot the result of decisions made in Washington for to--to ...
... now are in a state of paralysis as a result of partisan gridlock. If elected in your case, ...