Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.
- Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.
Sadece kumsalda oturup bir hafta boyunca gevşemek istiyorum.
- I just want to sit on the beach and relax for a week.
Onu rahatlatmak için bir ilaç verdi.
- He gave her a drug to make her relax.
Kurallar son zamanlarda gevşemişti.
- The rules were recently relaxed.
Sıcak banyo kaslarımı gevşetti.
- The hot bath relaxed my muscles.
... It's a nice place to relax with my family. ...
... spread over to relax big daddys got this all under control ...