O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
- She spends a major part of her income on food.
Tom Boston'un ilginç bir bölümünde yaşadı.
- Tom lived in an interesting part of Boston.
Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
- Music is an important part of my life.
Adanın her parçası incelendi.
- Every part of the island has been explored.
... And that's why part of my health care reform bill two years ago ...
... part of the reason that this year, ...