Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
Bir anafor, suyun dairesel bir akımıdır.
- An eddy is a circular current of water.
Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
- The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
- Our current house is too small, so we decided to move.
Büyük bir girdap ve güçlü bir akıntı vardı.
- It has a big whirlpool and a strong current.
Güçlü akıntıya karşı kürek çekemedik.
- We couldn't row against the strong current.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
- Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
- Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?
- Do you use current technology?
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
current fashions.
current negotiations.
I'm not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning to do that.
Burj Khalifa is currently the tallest skyscraper in the world.
- Currently Burj Khalifa is the tallest skyscraper in the world.
... current Medicare program or a private plan ' their choice. They get to ' and they'll ...
... a current, and that's why we have hydro-electric generators. That's why we have dams that ...