Onlar onu güçlü bir erkeğin cesur hareketi olarak gördüler.
- They saw it as the brave act of a strong man.
Bütün askerler cesurdu.
- All the soldiers were brave.
Tom cesur ve yiğittir.
- Tom is brave and courageous.
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
- Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
- This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
After braving tricks on the high-dive, he braved a jump off the first diving platform.
... They're being brave. ...
... But some of my patients started getting really brave. ...