Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.