bayıldılar

listen to the pronunciation of bayıldılar
التركية - الإنجليزية
adored
{a} worshipped, very highly esteemed
{s} admired,loved, receiving admiration
regarded with deep or rapturous love (especially as if for a god); "adored grandchildren"; "an idolized wife
past of adore
bayıl
{f} swooning
bayıl
pass out

Because he hadn't eaten anything before the hike, he was about to pass out. - O, yürüyüşten önce hiçbir şey yememişti, bayılmak üzereydi.

I don't want to pass out. - Ben bayılmak istemiyorum.

bayıl
{f} swoon

I don’t want a nurse who swoons at the sight of blood. - Kan görünce bayılan bir hemşire istemiyorum.

bayıl
{f} faint

She was on verge of fainting. - O, bayılmak üzereydi.

The girl fainted, but she came to when we threw water on her face. - Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

bayıldılar
المفضلات