Have you heard about the sinking of the Costa Concordia luxury cruise ship?
- Costa Concordia lüks yolcu gemisinin batışını duydun mu?
We watched the sun sinking below the horizon.
- Ufukta güneşin batışını izledik.
We watched the sun setting behind the mountains.
- Güneşin dağların ardında batışını izledik.
If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
- Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
Tom and Mary watched the sun set over the ocean.
- Tom ve Mary, güneşin okyanus üzerinde batışını izledi.
If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
- Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
It's just like rats leaving a sinking ship.
- Tıpkı batan bir gemiyi terkeden fareler gibi.
They abandoned the sinking ship.
- Onlar batan gemiyi terk ettiler.
It is clear that the ship sank.
- Bu geminin batmış olduğu açıktır.
As time went on, our hopes sank.
- Zaman geçtikçe, umutlarımız battı.
I'm a jinx. If I sold candles, the sun wouldn't go down.
- Ben bir uğursuz kimseyim. Eğer mumları satarsam güneş batmaz.
The sun is starting to go down.
- Güneş batmaya başlıyor.
The boat sunk and everyone died.
- Tekne battı ve herkes öldü.
Tom certainly sunk a lot of money into his business.
- Tom kesinlikle işinde çok para batırdı.
The ship went down to the bottom of the sea.
- Gemi denizin dibine battı.
Tom got cold when the sun went down, so he put the heater on.
- Güneş battığında Tom üşüdü, bu yüzden ısıtıcıyı çalıştırdı.
A great treasure was discovered in a sunken ship.
- Batık bir gemide büyük bir hazine keşfedildi.
Rats leave a sinking ship.
- Fareler batan gemiyi terkederler.
If you find yourself in quicksand you'll sink more slowly if you don't move.
- Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.
O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.
- He hit a ball with the bat.
Tom sopa vurmaya hazır.
- Tom is the on-deck batter.
Onun yüksek bir topa vuruş averajı vardır.
- He has a high batting average.
Şu anda, o, en iyi vuruşçumuz.
- Currently, he's our best batter.
Yarasasız çan kulesi olamaz.
- How can you have a belfry without bats?
Bir yarasa gökyüzünde bir kelebek gibi uçuyor.
- A bat flying in the sky looks like a butterfly.
Tom sopa vurmaya hazır.
- Tom is the on-deck batter.
Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
- The battle quickly became fierce and bloody.
O, bilardo sopası ile topa vurdu.
- He hit the ball with the bat.
Oyuncu raketi topa salladı.
- The player swung the bat at a ball.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.
- Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
Sami tahta bir sopa ile Leyla'yı dövdü.
- Sami beat Layla with a wooden bat.