O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
- The backwardness of that country is well known.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Tom geriye doğru yürüyor.
- Tom is walking backwards.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Tom geriye doğru yürüyor.
- Tom is walking backwards.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
- The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Bowed backwardlye, recuruue.
The occasional backward movement of planets is evidence they revolve around the sun.