Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.
- Sea otters love to eat clams while swimming on their backs.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
- While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
Evimin arkasında bir kilise var.
- There is a church at the back of my house.
Ne yazık ki plan ters tepti.
- Unfortunately, the plan backfired.
Alfabeyi tersten oku.
- Say the alphabet backwards.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
- He left Japan never to come back.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
- It's important to back up claims with evidence.
Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- If you shave your hair, it will grow back thicker.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
- Invertebrates have no backbone or spinal column.
Tom şimdi vazgeçmek üzere değil.
- Tom isn't about to back down now.
Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
- Just how far back do you want to go?
Bir bebek olmak için geriye gitmek istiyorum.
- I want to go back to being a baby.
Hastanenin arkasındaki o yapı nedir?
- What's that building at the back of the hospital?
Mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu.
- He disappeared into a dark corner at the back of the shop.
Tom yine evde, uykusunu tamamlıyor.
- Tom is back at the house, catching up on his sleep.
Galiba yarın yine buraya geri geleceğim.
- I'll probably come back here again tomorrow.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm.
- When did you return? I came back the day before yesterday.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Seni daha sonra tekrar arayayım,tamam mı?
- Let me call you back later, OK?
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
Tom tekneye dönmeye çalıştı.
- Tom tried to get back in boat.
Ben tekneye geri yüzdüm.
- I swam back to the boat.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
- I come from a humble background.
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
- Back in high school, I got up at 6 a.m. every morning.
Tom geçmişe seyahat etti.
- Tom traveled back in time.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
- All his friends backed his plan.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Tom geriye doğru yürüyor.
- Tom is walking backwards.
Niçin içeri dalmıyoruz?
- Why don't we duck back inside?
Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
- I fell asleep before father came back home
There are two high-backed, gold velvet chairs in the room.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
- The actress fell backward over the stage.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
Sekizden önce geri döndü.
- He came back before eight.
25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.
- I've got to take my library books back before January 25th.
Tom şimdi sözünden dönemez.
- Tom can't back down now.
Jane asla sözünden dönmez.
- Jane never backs down.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
- Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?
Tom yardım etmek için beni geri gönderdi.
- Tom sent me back to help.
Sana yardım etmek için geri geldim.
- I came back to help you.
Lütfen 2.30'a kadar bekle. Tom o zaman geri dönecek.
- Please wait till 2:30. Tom will back then.
Tom Mary'nin 2.30'a kadar geri dönmesini bekliyor.
- Tom expects Mary back by 2:30.
Tom saçını arkaya taramıştı.
- Tom had his hair slicked back.
Tom'un saçları arkaya taranmıştı.
- Tom's hair was slicked back.
O, geçen ağustos ayında geri geldi.
- He came back last August.
Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.
- No cultural background is necessary to understand art.
Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.
- The police held the angry crowd back.
Tom ve Mary geride uzağa oturdular.
- Tom and Mary sat way in the back.
On ay uzak kaldıktan sonra eve geri döndü.
- He returned back home after being away for ten months.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
- He looked back at us many times and walked away.
fabric-backed tape.
He wishes to have the senior, or old square-toes, backed; he longs to have his father on six men's shoulders; that is, carrying to the grave.
Turn the book over and look at the back.
I hurt my back lifting that dictionary.
We'll meet out in the back of the library.
The ship's back broke in the pounding surf.
The small boat raced over the backs of the waves.
I hung the clothes on the back of the door.
I’d like to find a back issue of that magazine.
I still need to finish the back of your dress.
The titles are printed on the backs of the books.
Can you fix the back of this chair?.
U in rude is a back vowel.
Put some back into it!.
Tap it with the back of your knife.
The office fell into chaos when you left, but now order is back.
For today's make, you'll need a good sheet of blue sticky-back plastic, a pen and a washing-up bottle.
Tom came in through the back door.
- Tom entered through the back door.
Tom entered through the back door.
- Tom came in through the back door.
... and it is American diplomacy backed by pressure ...
... Now, since we've launched Google+, we've always backed ...