başlatılma

listen to the pronunciation of başlatılma
التركية - الإنجليزية

تعريف başlatılma في التركية الإنجليزية القاموس.

başla
begin

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

başla
began

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

başla
(Bilgisayar) run

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

başla
{f} beginning

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

The beginning is the most important part of the work. - Başlangıç işin en önemli kısmıdır.

başla
log on
başla
begun

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

It's time to work now. Let's get down to business. - Şimdi çalışma vakti. İşe başlayalım.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
başlatılmak
initialization
التركية - التركية
Başlatılmak işi
başlatılmak
Başlatma işi yapılmak