başlanmış

listen to the pronunciation of başlanmış
التركية - الإنجليزية
underway
Alternative form of under way
currently in progress; "there is mischief afoot"; "plans are afoot"; "preparations for the trial are underway"
Not at anchor or tied to jetty or shore, or aground If you are drifting you are underway
Analysis in progress
When the ship is about to depart
Said of a boat moving and under control of the helmsman Technically, a boat is underway when not aground, at anchor, or made flat to the shore
Vessel in motion, i e , when not moored, at anchor, or aground
A vessel that is not at anchor, or made fast to the shore, or aground
Vessel in motion, i e , when not moored, at anchor or aground
{s} having begun a journey (especially of a sea vessel); initiated, in progress, under construction
başla
begin

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

Let's go back before it begins to rain. - Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

başla
began

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

başla
(Bilgisayar) run

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

başla
{f} beginning

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

başla
log on
başla
begun

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

My memory of her has begun to recede. - Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

başla
commence

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
başlanmış
المفضلات