bağcık

listen to the pronunciation of bağcık
التركية - الإنجليزية
shoelace

They tied their shoelaces. - Onlar ayakkabı bağcıklarını bağladı.

Tom can't tie his shoelaces by himself. - Tom, bağcıklarını kendisi bağlayamaz.

shoestring
string
lace, cord, string, strap
bootlace
cord, string, strap
lace

Tom bought new laces for his shoes. - Tom ayakkabıları için yeni bağcıklar aldı.

Excuse me, your laces are untied. - Affedersiniz, bağcıklarınız çözülmüş.

strap
cord
{i} lacing
bağcık ucu
aglet
bağcık ucu
tag
التركية - التركية
Ayakkabı bağı
Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
bağcık
المفضلات