Pardon me for coming late.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
Pardon me, I didn't hear you.
Pardon me for stepping on your foot.
Tom wants to donate money.
- Tom para bağışlamak istiyor.
Have you ever donated blood?
- Sen hiç kan bağışladın mı?
Pardon the interruption.
- Kesintiyi bağışlayın.
Tom was pardoned by the governor.
- Tom vali tarafından bağışlandı.