bühnengerecht

listen to the pronunciation of bühnengerecht
الإنجليزية - التركية

تعريف bühnengerecht في الإنجليزية التركية القاموس.

dramatic
{s} dramatik

Tom ve Mary'nin ilişkilerinin hikayesi dramatik olaylarla doludur. - The story of Tom and Mary's relationships is full of dramatic events.

Tom dramatik bir etki için durakladı. - Tom paused for dramatic effect.

dramatic
(Tekstil) anormal ( olağanüstü )
dramatic
heyecanladırıcı
dramatic
coşku veren
dramatic
duyguları kamçılayan
dramatic
heyecanlandırıcı
dramatic
oyumsal
dramatic
(sıfat) dramatik, tiyatroya ait, heyecanlı, çarpıcı, etkileyici
dramatic
tiyatro türünü andıran hareketli
dramatic
{s} tiyatroya ait
dramatic
dramatically bir oyunu andırır şekilde canlı olarak
dramatic
{s} heyecanlı
dramatic
{s} dramatik, tiyatro ile ilgili
dramatic
tesirli
dramatic
{s} çarpıcı

Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak. - By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.

Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi. - Medical science has made a dramatic advance.

dramatic
et kileyici
dramatic
çarpıcı olarak
ألمانية - الإنجليزية
dramatic
stage …
thespian