Others support either the North or the Free State; and so where there is disunity there is dissension.
Mother divided the cake into eight pieces.
- Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
The road divides here into two.
- Yol burada ikiye bölünür.
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.
Tom has a split personality.
- Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.