The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
- Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.
- 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
Sales have decreased these days.
- Satışlar bugünlerde azaldı.