Mary bugün çok şirin görünüyor.
- Mary looks pretty today.
Beşikteki bebek çok şirindir.
- The baby in the cradle is very pretty.
Sevimli olan bir kızı var.
- He has a daughter who is pretty.
Sanırım Tom da oldukça sevimli.
- I think Tom is pretty cute, too.
O oldukça güzel söyledi.
- She sang pretty well.
Senden oldukça memnunum.
- I am pretty pleased with you.
Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
- Tom is pretty good at playing piano by ear.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- Tom is pretty sure everything will go well.
Tom'un bize inanmadığından epeyce eminim.
- I'm pretty sure Tom doesn't believe us.
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Jane çok güzel ve nazik.
- Jane is very pretty and kind.
Tom oldukça çok şey yiyebilir.
- Tom can eat pretty much anything.
His sadistic self-torturings finally landed him in a pretty mess: still completely married, practically sure he was in love with Tillie, he made dishonorable proposals of marriage to two other women.