التركية - الإنجليزية
تعريف avuç dolusu في التركية الإنجليزية القاموس.
- handful
Tom reached into his pocket and pulled out a handful of coins.
-Tom cebine uzandı ve bir avuç dolusu bozuk para çıkardı.
Only a handful of people know the fact.
-Sadece bir avuç dolusu insan gerçeği biliyor.
- 1. handful. 2. plenty of, a lot of
- handfuls of
- handfuls
- fistful
They robbed a stage coach for a fistful of dollars.
-Onlar bir avuç dolusu dolar için sahne antrenörünü soydular.
- avuç dolusu şey
- fistful
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف avuç dolusu في التركية التركية القاموس.
- Pek çok (para)
- elmek
- kısım
- (Osmanlı Dönemi) KEF
- hapaz
avuç dolusu
الواصلة
a·vuç do·lu·suالنطق
Resimler
السابق
المفضلات