Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
- Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.
- Please try your best to avoid accidents.
Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
- The suspect wanted to avoid being arrested.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
- We took a back road to avoid the heavy traffic.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.
- An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı.
- Sami fled to Egypt to avoid arrest.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.
- Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
And therewith anone cam another knyght of the castell; and he was smyttyn so sore that he avoyded hys sadyll.