avantajları

listen to the pronunciation of avantajları
التركية - الإنجليزية
Benefits
avantaj
advantage

She has an advantage over me. - O, benim üzerimde bir avantaja sahiptir.

I sold the house to advantage. - Evi avantajlı şekilde sattım.

avantaj
{i} advance

Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages. - Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.

Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science. - Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.

avantaj
benefit

The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees. - Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.

Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science. - Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.

avantaj
perk
avantaj
virtue
avantaj
(Ticaret) competitive edge
avantaj
vantage
avantaj
head start

Tom gave me a head start. - Tom beni daha avantajlı başlattı.

avantaj
account
avantaj
facility
avantaj
high ground
avantaj
start

Tom gave me a head start. - Tom beni daha avantajlı başlattı.

avantaj
avail
avantaj
whip hand
avantaj
advantage, head start, perk
avantaj
odds

The odds are in his favor. - Avantajlar ondan yana.

I offered him odds of 3 to 1. - Ona üçe birlik avantaj önerdim.

التركية - التركية

تعريف avantajları في التركية التركية القاموس.

avantaj
Üstünlük sağlayan şey
avantaj
Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan
avantaj
Yarar, kâr
avantajları
المفضلات