الإنجليزية - التركية
تعريف automobile; railroad car; elevator في الإنجليزية التركية القاموس.
- car
- {i} vagon
Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
-They drove wagons and carried supplies.
Vagon ve koltuk numarası biletin üzerinde yazılı.
-The car and seat number are written on the ticket.
- car
- {i} otomobil
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
-Automobiles replaced carriages.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
-Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- car
- {i} yolcu bölümü (balon veya zeplin)
- car
- {i} kabin
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
-They're taking the freight out of the train car.
- car
- yolcu taşımaya mahsus kısım
- car
- car barn taşıt deposu
- car
- vagon/araba
- car
- araba
Dün gece arabam çalındı.
-I had my car stolen last night.
Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir.
-The name of Marco's car is 'Thunder Giant'.
- car
- içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف automobile; railroad car; elevator في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} car
automobile; railroad car; elevator
الواصلة
automobile; rail·road car; el·e·va·torالنطق
Resimler
المفضلات