تعريف authorities في الإنجليزية التركية القاموس.
- yetkililer
Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
- The authorities have been hiding the facts from the public.
Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
- Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- (Ticaret) resmi merciler
- yetkili
Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
- The authorities have been hiding the facts from the public.
Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
- Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- yetkili makamlar
Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
- His best friend ratted him out to the authorities.
- kaynakça
- otoriteler
- authority
- (Hukuk) otorite
Erkek kardeşim felsefe üzerine bir otoritedir.
- My brother's an authority on philosophy.
Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.
- My elder brother is an authority on philosophy.
- author
- {i} yazar
Yazar Hollandalı ve Amerikalı öğrencilerle çalışırken hangi kültürel farklılıkları buldu?
- What cultural differences did the author find in working with Dutch and American students?
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
- The famous author created another best-selling book.
- authority
- {i} yetki
Onları kovma yetkisini bana verdi.
- He gave me authority to fire them.
Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
- He has got both authority and ability.
- authority
- {i} uzman
Tom, cazda bir uzmandır.
- Tom is an authority on jazz.
O, alanında bir uzmandır.
- He's an authority in his field.
- assent of the authorities
- (Politika, Siyaset) rızası
- assent of the authorities
- (Politika, Siyaset) icazeti
- author
- (Bilgisayar) yazan
Başkaları için kitaplar veya konuşmalar yazan bir yazar için isim nedir?
- What's the name for an author who writes books or speeches for other people?
- author
- eser sahibi
- author
- fail
- author
- (Bilgisayar) sahip
- author
- yazmak
- author
- makale yazarı
- authority
- velayet
- authority
- (Havacılık) makan
- authority
- erbap
- authority
- şahadet
- authority
- yetkili kişi
- authority
- yetkili
- authority
- (Kanun,Teknik,Ticaret) yetkili makam
- proper authorities
- (Ticaret) ilgili merciler
- regulatory authorities
- düzenleyici kurullar
- the authorities
- yetkili kişiler
- author
- yazıcı
- author
- teşebbüskâr
- author
- bir şeye kaynak olan/oluşturan kişi
- author
- sebepkâr
- author
- yapan
- authority
- yetke
- competent authorities
- yetkili makamlar
- fiscal authorities
- mali makamlar
- local authorities
- yerel yetkililer
- postal authorities
- posta idaresi
- authority
- makamı
- authority
- müdürlüğü
- authority
- yetkiliye
- authority
- makame
- constituted authorities
- (Politika Siyaset) Atanmışlar, atanmış yetkililer
- expert authorities
- uzman otoriteler
- judicial authorities
- Adlı makamlar
- local authorities
- yerel yönetimler
- municipal authorities
- belediye
- the authorities
- yetkililer
- the authorities
- merciyi
- Department of Defense (DOD) Emergency Authorities Retrieval and Analysis System
- (Askeri) Savunma Bakanlığı Acil Durumlar Makamı Bulup Getirme ve Analiz Sistemi
- National Command Authorities
- (Askeri) Ulusal Komuta Makamları
- assent of the authorities
- (Avrupa Birliği) yetkili makamların uygun görmesi ,rızası
- author
- müellif
Romanın müellifi kimdir?
- Who is the author of the novel?
- author
- fikir sahibi/yazar
- author
- {i} yaratıcı
- author
- yazarın eserleri
- author
- hazırlayan kişi yada gruplar
- author
- yazmak eser yazmak authoress kadın yazar
- authority
- {i} yetki belgesi
- authority
- {i} bilirkişi
- authority
- {i} nüfuz
- authority
- {i} yetke, otorite. the authorities yetkili kişiler
- authority
- {i} itibar
- authority
- {i} hak
Tom konu hakkında bir otorite.
- Tom is an authority on the subject.
- authority
- (Avrupa Birliği) otorite,kurum, makam
- authority
- {i} hüküm
- authority
- (Askeri) YETKİLİ MAKAM: Komuta etme veya icraata geçme kudretini kullanan şahıs, teşkil veya makam
- authority
- (Hukuk) yaptırım gücüne sahip merci
- authority
- (Hukuk) makam
Ben burada yerel makamım.
- I'm the local authority here.
- authority
- sulta
- contracting authorities
- (Ticaret) ihale makamları
- deceiving official authorities
- (Kanun) resmi mercileri iğfal
- denounce to the authorities
- yetkililere bildirmek
- duties and authorities
- (Askeri) görev ve yetkiler
- hand over one's authorities
- yetkilerini devretmek
- military aid to civil authorities
- (Askeri) SİVİL MAKAMLARA ASKERİ YARDIM: Asayişin muhafazasına veya halk huzurunun korunmasına yardım için, yetkili makamların isteği veya Cumhurbaşkanının direktifi üzerine yüklenilen faaliyetler. Genel olarak, felaket, kargaşalık veya sivil makamların faaliyetini tahdit eden şartlar gibi, olağanüstü bir durum muvacehesinde bu çeşit faaliyetlere ihtiyaç görülür
- military assistance to civil authorities
- (Askeri) sivil makamlara askeri yardım
- military support to civil authorities
- (Askeri) sivil makamlara askeri destek
- monetary authorities
- (Ticaret) parasal yetki kurumları
- national command authorities
- (Askeri) MİLLİ KOMUTANLIK MAKAMLARI: Başkan ile Savunma Bakanı veya bunların tam yetki verilmiş vekil veya halefleri. Müşterek olarak NCA diye bilinmektedir
- official authorities
- (Avrupa Birliği) resmi makamlar
- regional and local authorities
- (Politika, Siyaset) bölgesel ve yerel idareler
- regional or local authorities
- (Avrupa Birliği) bölgesel ya da yerel yönetimler
- regional or local authorities
- (Politika, Siyaset) bölgesel ya da yerel makamlar
- table of authorities
- Kaynakça
- united states civil authorities
- (Askeri) ABD SİVİL MAKAMLARI: Elli eyaletin, district of Columbia'nın, porto riko eyaleti'nin, ABD'ye bağlı toprakların ve siyasi bölgelerin hükümetlerini oluşturan seçilmiş ve atanmış resmi görevliler ve diğer görevliler. UNITED STATES CIVILIAN INTERNEE INFORMATION CENTER: ABD ENTERNE EDİLMİŞ SİVİLLER DANIŞMA MERKEZİ: ABD içindeki enterne edilmiş Amerikalı ve düşman siviller için açılmış Milli danışma merkezi