Bu tür kelebeklerin artık soyu tükenmiş bulunmaktadır.
- Butterflies of this species are now extinct.
İnsan ırkı bile bir gün soyu tükenmiş olacak.
- Even the human race will become extinct one day.
Keselikurtlar soyu tükenmeden önce Avustralya'da yaşardı.
- Thylacines used to live in Australia before they became extinct.
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
Tom'un teklifi reddedildi.
- Tom's offer was declined.
Ben kişisel nedenler için reddedildim.
- I declined for personal reasons.
Sönük volkanlar muhtemelen tekrar püskürmeyecek.
- Extinct volcanoes will likely never erupt again.
Dinozorların çok uzun zaman önce nesilleri tükenmiştir.
- Dinosaurs became extinct a very long time ago.
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
Dinosaurs died out a very long time ago.
- Die Dinosaurier sind vor langer Zeit ausgestorben.