Bu koku fırından gelebilir!
- This smell might come from the oven!
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
- He has gone out for a walk.
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
The well is running dry.
Haberin doğru olduğu çıktı.
- The news turned out to be true.
Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
- Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
İtfaiyeci geldiğinde yangın çoktan sönmüştü.
- The fire had already gone out by the time the firemen arrived.
Tom blew his top when he heard that Mary had gone out with John.
- Tom fuhr aus der Haut, als er erfuhr, dass Maria mit Johannes ausgegangen war.
He has already gone out.
- Er ist bereits ausgegangen.